Çoğu hasta bir iki gün içinde işine döner. Bazen bu süre bir hafta olabilir.
Yaranın büyüklüğüne göre bir hafta ile bir ay arasında değişir.
Uzun yıllar tedavi edilmemiş fistüllerde az da olsa kanserleşme ihtimali olabilir.
Antibiotikler fistül akıntılarını azaltabilirler ama hastalığı tamamen iyileştiremezler. Fistül hastalığının esas ve kesin tedavisi ameliyattır.
Ameliyatın esası bu fistül tünelinin ortadan kaldırılmasıdır. Bu amaç için birden fazla cerrahi yöntem vardır. Hangi yöntemin uygulanacağına cerrah karar verir. Bazen bu tünel bir koni şeklinde kesip çıkarılır, bazen tünel sadece açık yara haline getirilip pansumanlarla iyileşmesi sağlanır. Bazen de makat kaslarını kesecek şekilde fistül çıkarılır.
Fistül yolu makat kaslarının arkasından ilerleyip bağırsağa açıldığı durumlarda, bazen makat kaslarını da kesmek gerekir. Ama bu kesme işlemi yaraya yerleştirilen bir iplik ile uzun vadede yapıldığından makatta kaçırma ihtimali çok azdır. Eğer önceden kaçırma olabileceği öngörülüyorsa ameliyat yöntemi bu duruma göre planlanır.
Çoğu hastada pansumana ihtiyaç olmaz. Ama yarası büyük olan kişiler için makat üzerinde sürekli bir gazlı bez bulunması iyi olur. Bu bez akıntıları emerek çamaşırların kirlenmesini engeller hem de yarayı kuru tutarak iyileşmeye yardımcı olur.
Tamamen normal hayata dönülür. Sadece kabız olmamak, dışkılama sonrası yarayı temizlemek yeterlidir. Banyo yapmakta bir sınırlama yoktur. Pansumanlar devam etse bile kişi normal işini yapabilir.
Anorektal fistüller tekrar edebilir hastalıktır. Çünkü ameliyat sonrası yara iyileşirken kalçaların kapalı olması sebebiyle yara dudakları birbirine temas eder ve cilt çabucak yapışır. Ama ciltaltı dokular iyileşmeden cildin yapışıp iyileşmesi zaten fistül demektir. Bu yüzden ameliyat sonrası yara iyileşirken hekim ile sıkı bağlantıda olmak gerekir.
Öngörülen sürede iyileşmeyen ya da iyileştikten sonra tekrar akıntısı başlayan yaralarda hastalığın tekrarladığı söylenebilir. Ama muayene ile bunu teyit etmek gerekir.
Hastalık devam eder, akıntılar ve cilt tahrişleri ilerler. Nadiren, uzun yıllar tedavisiz bırakılan fistüller kanserleşebilir.
Fistülün tedavisi ameliyattır. Ameliyatta bu iyileşmeyen tüneli ortadan kaldırmak esastır.
Her fistül hastası için MR çektirmek şart değildir. Ama tekrar etmiş fistüllerde, derin dokularda abse olduğu düşünüldüğünde, çok ağızlı fistül varsa MR çektirmek faydalıdır.
Eğer basit fistül ise, altta yatan başka bir hastalık düşünmüyorsak kolonoskopi yapılmayabilir. Ama tekrarlamış fistül ise veya altta yatan başka bir hastalık olduğundan endişe ediyorsak kolonoskopi yaptırmak yararlıdır.
Hastalığın yaygınlığı, fistül yolunun nereye gittiği, içerde bir abse odağı olup olmadığı yada başka bir hastalık sebebiyle fistül olup olmadığını belirlemek için MR ve kolonoskopi gibi bazı tetkikler yapılabilir.
Teşhis oldukça kolaydır. Sadece muayene bile yeterlidir. Akıntının kesildiği zamanlarda veya fistül deliğinin makatın içinde kaldığı hastalarda bazı görüntüleme tetkikleri yapmak gerekebilir.
Fistül hastalarının en sık şikayeti irinli akıntıdır. Bu akıntı zaman zaman bir iki damla ile iç çamaşırın kirlenmesi şeklinde olabileceği gibi günde birkaç kez iç çamaşırı değiştirmek gerektirecek kadar fazla olabilir. Bu akıntılar cildi tahriş ettiği için kaşıntı olabilir. Bazen akıntı kırmızı olunca kanama zannedilebilir.
Makatın etrafındaki yumuşak doku içinde salgı bezleri vardır. Bu bezler ürettikleri salgıyı bağırsağın son kısmına boşaltırlar; dolayısıyla bezler ile makat arasında kanallar vardır. Eğer bu bezler iltihaplanır ve apse oluşursa bir şekilde apse boşalacaktır. Bu boşalma ya kendiliğinden apsenin cilde açılması ile olur veya cerrah ameliyatla boşaltır. Her iki durumda da zaten bezlerin bağırsağın içine kanalı varken bir de cilt ile birleşir, böylece bağırsakla cilt arasında tünel oluşmuş olur.
Makat etrafında, akıntıya yol açan, cilt ile bağırsak arasındaki bir tünel oluşumudur.
Obezite, Estrojen ,Cinsiyet, Yaş, Kolesterol düşürücü ilaçlar ,Kan triglserit yüksekliği , Diabet , Hızlı kilo kaybı, Açlık, Chron hastalığı
İçerik Gelecek
Kolesterol taşları , Pigment taşları
Sessiz safra taşları veya belirgin yakınma yapmayan taşlar başka rahatsızlıkların incelenmesi veya check-up esnasında tesbit edilir. Ancak bazı yakınmalar nedeni ile safra kesesinden şüphelenilir ise ultrasonografi yapılmalıdır.
Kişide safra kesesi olmadığı zaman da normal hayat sürdürülebilmektedir.
Safra kesesi taşı olanlarda gıdaların sindirimi etkilenir, özellikle yağlı gıda alımında bazı yakınmalar oluşur. Bu yakınmalar: Karında şişkinlik, Karın ağrısı, Geğirti, Gaz, Hazımsızlık gibi rahatsızlıklardır.